mi diyez ile fa arasında bir yerde, müzik, fotograf ve hayata dair yazılan yazılar

19 Mayıs 2010 Çarşamba

ördek

Tom Cora (photo by Frank Schindelbeck)



Bir saniye efendim.

Hah, geldim. Dur açiyorum sesimi iyice.
Oldu mu simdi?

Olmaz tabi, fisi takili degilmis. Bosuna yemisiz bütün pudingleri.
E zaten kimse yemeyince böyle oluyor hep, heryer heryerde.

Bu satirlari yazarken, göz nizamin sol alt çaprazina denk gelen soyulmus muz kabuguyla göz göze geldik. Garip garip bakiyordu. Önce derdinin, yarisini gölgede birakan yanindaki sarap kadehinin gölgesi oldugunu düsündüm ve kadehin yerini degistirdim. Sonra ilginç bir sey oldu ve kadehin gölgesi oldugu yerde kaldi. Hiç öyle gölge mi olur? Gölgelikten çikmis bagimsizligini kazanmisligin verdigi bir simariklikla pis pis siritti. Muz kabugunun derdi o ana kadar bu hain gölge degildi ama bu terbiyesizligi farkedince çok bozuldu ve bozuldugunu dip kisminda kalan küçük muz kalintisinin rengini yavastan karartarak belli etti sanki.

Kurtulmaliydi bu kabustan. Gölgelik sifati bile olmayan bir kararti tarafindan eli kolu baglanmisti adeta. Biri üstüne basip kaysa da kafasini gözünü yarsa diye dua etti.
Onu ancak bu kurtarabilirdi. Zaten ne zaman sarap içse gariplesiyordu. Bulundurdugu posa miktari zaten çok degildi bir de üstüne alkol alarak sagligini iyice tehlikeye sokmustu.
Cesurdu ama. Aferin ona.

Yillar geçti. Agustos ayinda bir gün muz kabugu sigara almak için disariya çiktiginda karsi kaldirimda gördügü bir ördegi durdurdu aniden ve ona sordu 'bizim kaybolan bir tuzluk var onu gördün mü abi?'

2 yorum:

Diren dedi ki...

Ulan! Yoksa? Yo yo...

mehmet bizansbeyi dedi ki...

şarap ve muz.

kırmızı ve sarı.

hayatın mürekkebi.